12 Ocak 2011 Çarşamba

Solunum

Gönderen Sema DOGRU zaman: 09:43 0 yorum
Daha önce paylaştığım Solunumla ilgili deneyime hazırladığım kapağı sunuyorum sizlere;

ÇOCUK VE KARİKATÜR =)

Gönderen Sema DOGRU zaman: 05:16 0 yorum
 UÇAK GELİYOOOOR =)
 ALANINDA UZMAN BEBEK =)

YORUMSUZ =)

PİNOKYO ŞARKISINI BİLEN VAR MI?

Gönderen Sema DOGRU zaman: 04:59 0 yorum
PİNOKYO

Benim güzel tahtacığım
Senden kukla yapacağım
Testereyle keseceğim
'Tık tık, tık tık, tık' diye
Çivisini çakacağım
'Tak tak, tak tak, tak' diye
Çıplak olmaz, giydirelim
Bir elbise, diktirelim
Bir pantolon, bir de şapka
Oldu sana bir kukla
Pi, pi, Pinokyo
İsmi de olsun Pinokyo

PARMAK OYUNU =) ÖRNEĞİ

Gönderen Sema DOGRU zaman: 04:53 0 yorum
ÖRDEK
Bu anne ördek (sağ baş parmak dışında tüm parmaklar kapatılır. Baş parmak oynatılır.)
Bu baba ordek (sol baş parmak dışında tüm parmaklar kapatılır. Baş parmak oynatılır.)
Bunlarda yavruları (baş parmaklar dışındaki diğer parmaklar açılır ve oynatılır.)
Vak vak diyorlar (iki el avuç içleri birbirine gelecek şekilde kapatılır ve ördek ağzı gibi açıp kapatılır)
Bir derede yüzüyorlar (iki evuç içleri birbirine gelecek şekilde kapalı tutulur ve balık gibi oynatılır.)
Bir balık görünce
Ham deyip yiyiyorlar (herkes yanındaki veya istediği bir arkadaşının elini kapmaya çalışır)

MASKELİ PARTİ =)

Gönderen Sema DOGRU zaman: 04:28 0 yorum
15 Ocak 2011 Yeğenimin doğum günü kutlanacak. 4yaşını dolduracak. Israrla maymun olmak istiyor. Kendisinden böyle bi fikir duyunca benimde aklıma maske yapmak geldi. Tabii yalnızca ona değil, doğum gününe katılan arkadaşlarına da. Hatta maskelerin içine tarih atıp 'DOĞUM GÜNÜME GELDİĞİN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM'  yazarsak bugünden bi hatıra kalır ve Samir'in arkadaşlarına bir hesiyesi olur. Çizimim pek iyi değil. Bende bunun için hazır örnekler kullanacağım. Sizlerlede bu örnekleri paylaşmak istedim. İşte size çeşitli hayvan maskeleri;



 
  

NASIL BİR OYUNCAK ALMALIYIM?

Gönderen Sema DOGRU zaman: 03:52 0 yorum
 Oyuncak alırken, oyuncağı alacağınız çocuğun beğenisi ve sizin zevkiniz, göz alcı bir oyuncak, ee biraz da ekonomik olması gibi bir çok nedeniniz olabilir.
Oyuncak çocuğun gelişimi destekleyen, geliştiren; oyuncağına göre belki de ona zarar veren bir durum alır.

Oyuncak seçiminde dikkat etmemiz gereken bazı noktalar vardır. bunlardan bir kaçı ;
Oyuncağın çocuğun yaşına, gelişim seviyesine, ilgi ve ihtiyaçlarına uygun olmalıdır.
Sade ve ayrıntıdan uzak olmalıdır.
Sivri köşeleri olmamalıdır.
Dayanıklı ve temizliği kolay olmalıdır.
Gelişim alanlarını desteklemelidir.
Yanıcı maddelerden olmamalıdır.
Boyası çıkan boyalardan olmamalıdır ve verniklenmiş olmalıdır.
Oyuncağın biçimi ve boyutları, kullanacağı amaca ve oyun alanına uygun olmalıdır.
Zengin uyarıcılı olmalıdır.

11 Ocak 2011 Salı

SANAT ETKİNLİĞİ ÖRNEĞİ

Gönderen Sema DOGRU zaman: 16:03 0 yorum
Sizler için resimlerini derleyip bir araya getirdiğim bir sanat etkinliği örneği.

Çocuklara hapşururken ellerine peçete alıp ağzını kapatmalarını ne kadar istesekte ve söylesekte unutabiliyorlar. O zaman bi etkinlik yaptıralım yapsınlarki öğrensinler.


Öncelikle İstediği renklerde karonlardan daire çizip kesmeleri için onlara verin veya onlara daire olan bir şey verip(tabak gibi) bununla daire çizmelerini ve daha sonra kesmelerini isteye bilirsiniz. Böylelikle her aşamayı kendileri yapmış olurlar.

 



Daha sonra dairelerine yüz yapmalarını isteyiniz. Gözler, kaşlar, ağız, burun, hatta kirpiklerini yapsınlar. Sadece yönlendirin ve teşvik edin emin olun aklınıza gelmeyecek ayrıntıları bile yapacaklardır.

Dairelerine yüzleri de çizdikten sonra çocuklara tekrar karton dağıtın ve bu seferde ellerini kartonun üzerine koyarak çizmelerini isteyin. Çizenlere makas dağıtarak kenarlardan kesmelerini isteyiniz.
Bunu da yaptıktan sonra çocuklara birer peçete verin ve yaptıkları bu yüze bir isim vermelerini isteyin. Sonra 'çocuklar bıcırık hapşuruyo, peki ne yapmalı?' diye sorun. Önce peçeteyi sonrada eli yapıştırmaları kousunda yönlendirin.

SOLUK ALMA

Gönderen Sema DOGRU zaman: 15:04 0 yorum
 İşte benim 'Okul Öncesinde Fen ve Matematik Eğitimi' dersinde uyguladığım Soluk almayla ilgili deneyim..   


 Öncelikle çocuklara nefes borusunun, akciğerin diyaframın vs. insan vücudunda ki resmi gösterilir.
Çocukalara nefes almayla ve organlarla ilgili sorular sorulur. Onların cevaplarından yola çıkarak resimle gösterilip nefes alıp verme anlatılır.

Daha sonra çocukların her birine 2'şer adet pipet ve 2'şer adet balon verilir. Öğretmen yardımıyla balonlar pipetin ucuna takılır. Pipetler soluk borusu, balon ise akciğer olarak düşünülür. Pipete balon takılırken bant yardımıyla sıkıcı bağlanır.
Çocuklar bu işlemi bitirdikten sonra pipete üflemeleri istenir. Üflediklerinde balon şişer. Nefeslerini çektiklerinde yani soluk aldıklarında ise balon iner. Böylece çocuklar nefes alırken ve verirken akciğerimizin şişip indiğini öğrenirler.

BİR KÜÇÜK OĞLANCIK VARMIŞ

Gönderen Sema DOGRU zaman: 14:35 0 yorum
Bir küçücük oğlancık bir gün
Okula başlamış
Pek mi pek akıllıymış.
Okulu da pek büyükmüş.
Ama akıllı çocuk sınıfa dışarıdan
Kestirme bir yol bulmuş.
Buna çok sevinmiş.
Artık okul ona kocaman
Görünmüyormuş.

Bir zaman sonra bir sabah,
Öğretmen demiş ki:
"Bugün resim yapacağız".
"Ne güzel" demiş çocuk.
Resim yapmasını çok severmiş.
Her türlüsünü de yaparmış:
Aslanlar, kaplanlar, tavuklar,
İnekler, trenler, gemiler.
Mum boyalarını çıkarmış
Ve çizmeye başlamış.
Ama öğretmen "Durun" demiş.
"Henüz başlamayın"!
Ve herkes hazır olana kadar beklemiş.

"Şimdi" demiş öğretmen,
"Çiçek çizmesini öğreneceğiz".
"İyi" demiş çocuk.
Çiçek çizmeyi çok severmiş.
Ve pek güzellerini yapmaya başlamış
Pembe, mavi, portakal mum boyalarıyla.
Ama öğretmen "Durun" demiş.
"Size nasıl yapılacağını göstereceğim".
Yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizmiş.
"İşte" demiş öğretmen.
"Şimdi başlayabilirsiniz".

Küçük çocuk bir öğretmeninin resmine bakmış
Bir de kendininkine.
Kendininkini daha bir sevmiş.
Ama bunu söyleyememiş.
Kağıdını çevirip
Öğretmenininki gibi
Yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizmiş.

Bir başka gün
Küçük çocuk dışarıdan
Sınıfa açılan kapıyı
Becerdiğinde tam bir başına açmayı
Şöyle demiş öğretmen:
"Bugün çamurdan bir şey yapacağız".
"Ne iyi" demiş çocuk.
Çamurla oynamayı çok severmiş.
Her şeyi yapabilirmiş onunla:
Yılanlar, kardan adamlar, filler,
Fareler, arabalar, kamyonlar.
Başlamış çamuru
Yoğurup sıkıştırmaya.

Ama öğretmen demiş:
"Durun! Daha başlamayın!"
Ve beklemiş hazır olmasını herkesin.

"Şimdi" demiş öğretmen.
"Bir çanak yapacağız".
"Güzel" demiş çocuk.
Çanak yapmasını çok severmiş.
Ve başlamış yapmaya
Boy boy, şekil şekil çanakları.
Ama öğretmen "Durun" demiş:
"Size nasıl yapılacağını göstereceğim".
Ve de göstermiş herkese
Bir büyük çanağın nasıl yapılacağını.
"İşte" demiş öğretmen
"Artık başlayabilirsiniz".
Küçük çocuk bir öğretmenin çanağına bakmış.
Bir de kendininkine.
Kendininkini daha bir sevmiş
Ama bunu söyleyememiş.
Topağını yuvarlayıp yeniden
Yapmış öğretmeninki gibi
Derin bir çanak.

Ve çok geçmeden
Küçük çocuk öğrenmiş
Beklemeyi, izlemeyi,
Ve herşeyi öğretmen gibi yapmayı.
Ve çok geçmeden
Başlamış kendiliğinden hiçbir şey
Yapmamaya

Ama birdenbire
Küçük çocuk ve ailesi
Taşınıvermişler başka bir eve,
Başka bir şehirde,
Ve çocuk gitmiş başka bir okula.
Bu okul daha da büyükmüş
Öbüründen.
Kestirme yolu da yokmuş dışarıdan
Büyük basamakları çıkmak
Ve uzun koridorlardan geçmek
Gerekirmiş sınıfa kadar.

Ve daha ilk gün
Demiş ki öğretmen:

"Şimdi resim yapacağız".
"Güzel" demiş çocuk.
Ve beklemiş öğretmeninin
Ne yapacağını söylemesini
Ancak öğretmen bir şey söylemeden
Başlamış dolaşmaya.

Küçük çocuğa gelince durmuş.
Sormuş: "Resim yapmak istemiyor musun?"
"İstiyorum" demiş çocuk.
"Ne yapacağız"
"Ne istersen" demiş öğretmen
"İstediğim renk mi?" demiş çocuk.
"İstediğin renk demiş öğretmen.
"Herkes aynı resmi yaparsa
Ve aynı renkleri kullanırsa
Kimin neyi yaptığını ve
Neyin ne olduğunu nasıl anlarım ben?"
"Bilmem", demiş çocuk.
Ve başlamış çizmeye.
Yeşil saplı kırmızı bir çiçeği.


Helen Buckley (Çeviri: Jale Onur)

BEN ve BENİM HAKLARIM

Gönderen Sema DOGRU zaman: 13:44 1 yorum
Çocuklarımızında hakları vardır. Bunları ebeveynler ve eğitimciler olarak bilmeli, korumalı ve geliştirmeliyiz.

ÇOCUK HAKLARI

Ben çocuğum, on sekiz yaşına kadar bir çocuk olarak vazgeçilmez haklara sahibim.
Burada yazılı olan haklar, bütün çocuklar içindir; beyaz çocuk, kara çocuk, kız çocuk, erkek çocuk fark etmez. Doğduğumuz yer, konuştuğumuz dil de fark etmez. Büyüklerimizin inançlarının, görüşlerinin farklı olması yüzünden çocuklara ayrım yapılmaz. Bu haklara sahip olmak için çocuk olmak yeterlidir.

Büyükler çocuklarla ilgili bütün yasalarda, bütün girişimlerde önce çocukların yararlarını düşünürler. Büyüklerimiz bu ödevlerini yapamıyorsa devlet çocuklara bakar ve korur.
Burada yazılı olan haklarımın uygulanması için gereken her türlü çaba gösterilir. Haklarımdan yararlanmam bütün devletlerin güvencesi altındadır.
Bizi büyüten, yol gösteren büyüklere bizi daha iyi yetiştirsinler diye yardım edilir.


Çocukların yaşamını korumak herkesin ilk görevidir. Yaşamak her çocuğun en temel hakkıdır.

Her çocuğa doğduğunda bir isim konur. Devlet bu ismi kaydeder. Çocuğa kimlik verir. Artık çocuk o devletin vatandaşı olur.

Konan ismim, kazandığım vatandaşlık hakkım ve aile bağlarım korunur. Bunları değiştirmek için baskı uygulanmaz. Bunlar benden alınırsa bütün devletler ona karşı çıkar.

Çocuğu ailesinden kimse koparıp alamaz. Ama bazen de anne baba çocuğa bakamaz durumda olabilir. Çocuk bu durumdan zarar görebilir. Çocuk zarar görmesin diye çocuğa başka bir bakım sağlanır. Bu bakım sırasında çocuk anne ve babasıyla düzenli görüşebilir.

Ayrı ülkelerde yaşayan anne baba ve çocukların birlikte yaşamaları için her türlü kolaylık gösterilir.

Çocuklar anne ve babalarının birlikte izni ve haberi olmadan başka ülkelere götürülmezler, oralarda bırakılmazlar. Bunu yapanlara karşı mücadele edilir.
Beni ilgilendiren konularda benimde görüşlerim alınır. Büyükler beni dinlerler. Düşüncemi öğrenmeye özen gösterirler. Çok küçüksem bir büyük de benim adıma konuşabilir.

İsteklerimi ve düşüncelerimi seçtiğim bir yolla açıklayabilirim, resmini çizebilirim yada yazabilirim. Ama bazı konularda başka kişiler ve toplum zarar görecekse o konudaki kurallara da uymam gerekir.

Biz çocukların düşüncelerini geliştirmeleri ve istedikleri dini seçmeleri hakkına saygı gösterilir. Bu konuda bizi yetiştirmekle yükümlü olan büyüklerimizin de bize yol gösterme hakları ve görevleri vardır. Onlara da saygı gösterilir.
Arkadaşlarımla barış içinde toplanabilirim. Dernekler kurabilirim. Kurulu derneklere üye olabilirim. Çocuklar onurlu ve saygın birer insandır. Hiç kimse onların onurlarını kıramaz, onları küçük düşüremez yaşadığı konut ve kurumdaki özel yaşantısına karışamaz. Bu haklarımız yasalarla korunur.

Yetiştirilmemizden en başta anne babamızın ya da onların görevini üstlenen büyüklerimiz sorumludur. Onların bu görevlerini en iyi biçimde yapabilmeleri için her türlü kolaylık sağlanır, gerekiyorsa yardım edilir.
Yetişmemizden sorumlu olanlar bu haklarını çocuklara zarar verecek şekilde kullanmazlar.

Çocukların bu türlü zararlara uğramaması için her türlü önlemi alma devletin görevidir.

Çocuklar ailelerinden yoksun kalabilirler. Bazı aile ortamları ise çocuklar için yararlı olmayabilir. İşte o zaman çocukların devletten özel koruma ve yardım alma hakları vardır. Anne babasıyla birlikte olamayacak çocukların aile yoksunluğu çekmemesi için onlara iyi aileler bulunur. Bunun için çok dikkatli bir araştırma yapılır.

Çocuklar başka ülkeye gitmek zorunda kalırsa, o ülkede çocukları korur. Birbirinden ayrı kalan anne ve baba birleştirilmeye çalışılır.

Özürlü çocuklar özel olarak korunurlar. Kendilerine yeten birer saygın insan olmaları sağlanır. Devlet onların bakımları eğitimleri ve iş sahibi olmaları için gerekli kurumları oluşturur. Ailelerine her türlü yardımı yapar.

Sağlığım ve hastalıklardan korunmam devletin ve toplumun güvencesi altındadır. Bunun için beslenmeme, aşılarımın yapılmasına, çevrenin temizliğine dikkat edilir. Hastalanırsam tedavi edilirim.

Kreşler, çocuk yuvaları, yurtlar, okullar, çocuk hastaneleri çocukların haklarına uygun olarak, çocuklara daha iyi bakmak için yeniden düzenlenirler.

Bütün çocukların sağlıkları, eğitim hakları, beslenme ve bakımları güvence altına alınır. Bana bakmakla yükümlü olanlara bana daha iyi bir yaşam sağlamaları için gerekirse giyim, barınma ve beslenme konularında yardım edilir, destek olunur.

Eğitimi eksiksiz yapabilmem için desteklenir ve korunurum. İlköğretim herkes için parasızdır, kız olsun erkek olsun her çocuk için zorunludur.

Boş zamanlarımı değerlendirmem, oynamam, eğlenmem için oyun bahçeleri, çocuk kulüpleri, kitaplıklar,spor okulları açılır. Her çocuk böyle faaliyetlere özendirilir. Bunlardan yararlanmak hepimizin hakkıdır.

Ben çocuğum; büyükler gibi bir işte çalışamam. Ben okula gider ve oynarım. Eğer çalışmak zorunda kalırsam yapacağım iş eğitimime engel olmamalı, sağlığımı bozmamalı, bence zararlı alışkanlıklar yaratmamalıdır.

Çocuklar zararlı maddelere karşı korunurlar. Bunları üretenler ve çocuklara verenler cezalandırılır. Bedenim bana aittir. Beni bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilmez.

Çocukları kaçırıp kötü kişilere satan, onları uygunsuz şekilde çalıştırmak isteyenlerle tüm devletler mücadele ederler. Çocukları korurlar.

Büyükler kendi çıkarları için çocukları kullanmazlar.

Hiçbir çocuk insanlık dışı yöntemlerle yada aşağılanarak cezalandırılamaz. Çocuklar suç işlemişse uygulanacak cezalar yaşına uygun, gelişmelerini engellemeyecek ve eğitsel olmalıdır.

İnsanların birbirini öldürmesi kötüdür. Savaş insanların birbirini öldürmesidir. Çocuklar savaştan korunmalıdır. On beş yaşından küçük hiçbir çocuk askere alınmaz.
Eğer çocuklar çeşitli nedenlerle zarar görmüşlerse bedensel ve ruhsal sağlıklarına yeniden kavuşmaları için tüm önlemler alınır. Yeniden topluma kazandırılırlar.
Çocuklar suçun ne olduğunu bilmezler. Bilerek ve isteyerek kimseye zarar vermezler. Suç işleyen çocukların yeniden topluma kazandırılması için özel yasalar çıkarılır, özel kuruluşlar oluşturulur.

Eğer bir ülkenin yasaları bu çocuk hakları sözleşmesine uygunsa değiştirilmez. Değilse değiştirilir.


Çocukların haklarına ilişkin tüm bu ilkeleri hem çocuklar hem de büyükler öğrenmeli ve öğretmelidir. Bu nedenle bu bildirge "büyükçeden" "çocukçaya" çevrilmeye çalışılarak oluşturulmuştur.


"Çocuk Haklarına Dair Sözleşme" 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ve 9 Aralık 1994 tarihinde T.B.M.M. tarafından kabul edilmiştir.



KİRLİ FATMASU VE KİRLİ OLMAKTAN ÇOK MUTLU

Gönderen Sema DOGRU zaman: 04:58 0 yorum
Önce bir gürültü geldi ve peşinden 'tık tık tık' diye çalındı sınıfımızın kapısı. 'Merhaba biz geldikkk' diye koca bir gürültü ve bir sürü ablalar geldi. Öğretmenimiz hiç şaşırmadı onları gördüğüne. Biz ise tek tek bakıyorduk hepsine. Kimi çok cici elbiseler giyinmiş, kimi dizilerdeki gibi tapuklu ayakkabı, kiminin saçları sarı ve kimi de gözlüklü...
'Hoşgeldiniz, buyrun..' dedi öğretmenimiz ve bi anda sınıfın dört köşesine dağıldılar. İçlerinden bir tanesi konuşmaya başaldı. Bugün bizimle olacaklarını ve bize çeşitli sürprizler getirdiklerini, misafirimiz olduklarını söylediler. Misafire 'Hoşgeldin' denilir. Biraz şaşkın biraz meraklı gözlerle bakarak 'hoşgeldiniz' dedik. İlk sürprizleri olarak yüzlerimizi boyayacaklarını söylediler. 'Ne yüzümüzü mü? Ama nasıl olur? Sokakta biraz kirlense yüzüm annem süpürgeyle yapıştırır 2 tane popoma,  'Koş hemen yıka o ellerini yüzünü, ne kirli çocuk olmuşsun sen, git git aynaya bakta sende gör şu kirli yüzünü' der. Şimdi sahiden yüzümüzü mü boyayacaklar. Boyayla ya resim defteri boyanır eller kirletilmeden yada ev boyanır ama biz elimizi bile değmeyiz. Annem aklımda, ellerinde boyalarla abla karşımda. 'Hadi gel bakalım. Ne çizeyim yüzüne? Ne istersin?' diyo. 'Ben istemem, istemem' diyorum ama o ısrarla 'Ne istersen onu çizerim' diyor. Bütün arkadaşlarımın yüzü boyanıyor. Hemde öyle bi boyanıyor ki sanki maske takmışlar. Hepsi çok güzel olmuş. Acaba bende mi yaptırsam.
 Ama ya annem? süpürgesi? diye düşünürken abla 'Yıkayınca gider' diyor. Yıkayınca gider onu biliyorum da; popomda süpürge acısıyla yıkadığım anları unutmadım.. Aman bi kere daha acır, biraz bağırır annem ve sonra yine barışır konuşur zaten. Hem bunu yaptırmasam da yolda düşsem yine kızacak 'üstün kirlendi, önüne bakarak yürümüyomusun, işte pis çocuk oldun' diye.
Çok mu kötü bir şey pis çocuk olmak. Ellerim kirleniyor, bazende üstüm. Ama yıkanınca temizleniyor ve gidiyor hepsi. Hem 'kirlencek mi?' diye düşünmeden oynayınca inanılmaz zevkli oluyor oyunlarımız.
Ben bunları düşünürken ablayı çoktan başkalarının yüzünü boyamaya geçmiş görüyorum. Elinden tutuyorum biraz çekinerek. Gözlerinin içine bakıyorum; ki zaten anlıyor. 'Boyatmaya mı karar verdin canım? Hadi boyayalım beğenmezsen sileriz zaten ne yapıyım ne istersin?' diyor. Bana soruyor? Yaptıktan sonra beğenmezsem de silecekmiş? Allah'ım benim güzel Allah'ım lütfen bu bir rüyaysa hemen uyanmayayım ve uzun sürsün.. Ben bu düşüncelere dalmışken karşımda bi ayna görüyorum. Yüzümü boyamış ve bana gösteriyormuş. Benmişim bu aynadaki. Ben Fatmasu. Yüzü boyalı Fatmasu. Emin olmak için elliyorum. Gerçekten de benim. Bütün gün süpürgeyi düşünmeden özgürce oynuyorum. Özgürce, istediğim gibi, özgür olmak; kirli olmak; bu durumdan kimsenin rahatsız olmayışı... Çok mutluyum. Hemde tıpkı şeker yediğim zamanki kadar çok... Akşama süpürge yiyecek olsamda =)

SEVGİ-MUTLULUK VE ÇOCUK

Gönderen Sema DOGRU zaman: 04:04 0 yorum
Mutluluk bizim elimizde olan bir şeydir.
Seviyorsak mutluyuzdur..
Sevginin en güzeli Minicik yüreğinde kocaman sevigi taşıyan miniklere olan sevgidir..
Sevginin ne olduğunu bize gösteren, Gerçek sevgiyi yaşatan o güzelliklerde buluruz sevgiyi ve
Seviyorsak Mutluyuzdur..
İşte size 'Sevgi-Mutluluk ve Çocuk' konulu hazırladığım video'm =)

İyi seyirler..

4 YIL ÖNCE MİNİK ELLERLE YÜREĞİME DEĞEN BİRİCİĞİM İYİ Kİ HAYATIMDASIN

Gönderen Sema DOGRU zaman: 03:30 0 yorum
4 yıl önce bugün açtın Dünya'ya gözlerini;
Sen benim canım sen benim bitanem sen benim Nefesimsin ..
Minicik Ellerin değdi ellerime, yüreğini ekledin yüreğime..
Beğendiğim güzel dediğim bütün kokular kötü geldi burnuma senin kokundan sonra..
Boncuk gözlerinle bakıp ağlayarak anlatırdın derdini,
İlk Sema diyemeyip maa diye seslenirdin, daha sonra alaa derdin bi isteğin olunca hala diyemediğin için;
şimdi, şimdi ise büyüdün ve 'hala' diyerek anlatıyorsun derdini ve sen her Hala dediğinde içimden bir şeyler kopuyor, akıp gidiyor ya da eriyip gidiyorum sanki.
Her derdini böyle anlatıyor, anlatılan hikayeleri merakla dinliyor, her an yeni bişeyler öğrenmek için merakla bakıyorsun gözlerimizin içine.
Seni Seviyorum ♥
Seni her şeyden herkesten çok seviyorum ♥
Sen Sevgiyi en çok hakedensin ♥
Hayatımda olduğun hayatıma anlam kattığın için Teşekkür ederim Bitanem..

'Doğum Günün Kutlu Olsun' dediğimde Seninde 'Doğum günün kutlu olsun hala' dedin. Sanırım sende anladın veya hissettin; Senin doğumunun Bana en güzel Hediye olduğunu ve Bir kez daha doğdumu senle =)

iyi ki varsın
iyiki bitanemsin
iyi ki hayatımızdasın
iyi ki bizim kuzumuzsun =)
Hep beraber nice sağlıklı güzel yıllara inşallah..

7 Ocak 2011 Cuma

ŞARKI ZAMANI

Gönderen Sema DOGRU zaman: 13:41 0 yorum
HAPŞU


Sabah uyandım Hapşuu
Burnum akıyor Hapşuu
Biraz da ateşim var
Boğazım acıyor Hapşuu

Arabaya bindik,
Doktora gittik,
Göğsümü açtı,
Tık tık yaptı,
Ateşimi ölçtü,
Boğazıma baktı,
Sonra başımı okşadıııı...

Yemeğini ye,
İlacını iç,
Mışıl mışıl uyu dedii.

Ha Hap Hap .. İyileştiimmm =)

KONU ÇOCUK MU? İŞTE SİZE BAZI İPUÇLARI

Gönderen Sema DOGRU zaman: 13:29 0 yorum
 ÇOCUKLARI İNSANLARDAN SOĞUTMANIN YOLLARI; Onlara daima kötü insanlardan bahsedin. Bu dünyada güvenilecek insan kalmadığını tekrarlayın. Herkesin menfaat peşinde koştuğunu söyleyin.
ÇOCUKLARIN SÖZÜNÜZÜ DİNLEMEMELERİNİ SAĞLAMANIN YOLLARI; Yerine getirip getirmemelerine bakmaksızın emirler yağdırın. Onlardan yerine getiremeyecekleri şeyleri isteyin. Suçlarını zamanında cezalandırmak yerine kuru tehditler savurun.
ÇOCUKLARIN SİZE HAKARET ETMELERİNİ SAĞLAMANIN YOLLARI; Çocuklarınızın en küçük suçunu hakaret ve alayla karşılayın. Her şeyini tenkit edin.
ÇOCUKLARI KENDİNİZE KARŞI İTİMATSIZ YAPMANIN YOLLARI;
Onlara boş vaatlerde bulunun.

2 Ocak 2011 Pazar

TURUNCU

Gönderen Sema DOGRU zaman: 11:08 0 yorum
Sarı bir gün renkler ormanında yolculuğa çıkmış. Yolda gezerken birden diğer renklerle karşılaşmış. Hep beraber saklambaç oynamaya başlamışlar. Sarıyla kırmızı nereye saklanacaklarını bir türlü bulamayınca birleşip farklı bir renk olmaya karar vermişler. Birleştiklerinde ortaya Turuncu çıkmış. Bütün renkler şaşırmışlar bu duruma. Daha sonra ormanda gezerek turuncu olan şeyleri bulmaya karar vermişler. Sizler de sınıfınızda-evinizde turuncu olan şeyleri bulur musunuz?

*** YENİ YIL ***

Gönderen Sema DOGRU zaman: 10:25 0 yorum
Koskoca bir yıl daha geride kaldı. Ben de herkes gibi zaman zaman güldüm, zaman zaman üzüldüm. Şimdi ise yepyeni bir yıla daha adım attık. Bu yılın şimdiye kadar yaşadığım yılların en güzeli olabileceğine inanıyorum. İnandığınızda ve gerçekten istediğinizde olmayacak hiç bir şey yoktur. Bu sene okulumun da son senesi. Bunun verdiği heyecan ve bu dönem staj yapacak olmam da bana ayrı bir mutluluk katıyor.
2011 (yazılışı bile değişik geliyor bana) Size de dilediğiniz, istediğiniz, gönlünüzden geçen her şeyi vermesini diliyorum.
Hepinizin Yeni Yılı Kutlu Olsun  =)
Size sağlık, mutluluk AŞK ve para getirsin.


YOLUNU KAYBEDEN GÖÇMEN KUŞLAR (Drama Örneği)

Gönderen Sema DOGRU zaman: 09:57 0 yorum
YOLUNU KAYBEDEN GÖÇMEN KUŞLAR

Öğretmen çocukların oyun alanında yarım ay şeklinde oturmalarını ister. Çocuklarla orman ve ormanda yaşayan hayvanlar hakkında sohbet eder. Daha sonra 'Yolunu kaybeden göçmen kuşlar' adlı dramayı oynayacaklarını söyler. Önceden hazırladığı kostümleri çocuklara gösterir ve çocuklardan olmak istedikleri hayvanın kostümünü giymelerini ister. Çocuklar kostümlerini giydikten sonra drama oyununu anlatır.
 ''Göçmen kuşlar kış gelipte havalar soğumaya başlayınca yavaş yavaş sıcak yerlere göç etmek için yola çıkmışlar. Giderlerken yollarını kaybetmişler ve gördükleri ormana gitmeye ve ordaki hayvanlardan yardım istemeye karar vermişler. İlk önce karşılarına bir kedi çıkmış. Kuşlar çok korkmuşlar ve kaçmışlar. Daha sonra aslanla karşılaşmışlar ve aslandanda korkup kaçmışlar. Bu kuşları gören tavşan ve kelebekler kuşlarla konuşmaya başlamışlar. ' Drama oyunu bu şekilde başlar ve çocukların istedikleri yönde devam eder.
 

ADAM OLACAK BİRİCİKLER Copyright © 2010 Designed by Ipietoon Blogger Template Sponsored by Emocutez